Takıntı!..

Fotoğraf makinesi, disc-man ya da elektronik bir cihazı kullanırken özelliklerini ve ayarlarını öğrenmeye üşenip cihazı "default" durumda kullanmak zorunda kalır mısınız? "Lan aslında acayip makine, öğrenmek lazım şu özellikleri" deyip "öğretiyi" makine bozulana ya da eskiyip atılana kadar sürekli erteler misiniz?

Yeni bir notepad dosyası açarken isminin otomatik olarak örneğin "Yeni Metin Belgesi (3).txt" şeklinde adlandırılmasına sinir olduğunuz halde dosyanın adını değiştirmeye üşenip, bir sonraki dosyanın da "Yeni Metin Belgesi (4).txt" olarak adlandırılacağını bile bile o şekilde bırakmayı tembellik ya da eylemsizlik açısından daha uygun görür müsünüz?


Önemli bir sınavın sonucunu öğreneceğiniz anı uzatıp (gazeteden öğrenecekseniz o sayfayı açmayıp, netten öğrenecekseniz sayfayı açık tutarak numaranızı yazmayıp...) en uygun anı bulmak için bir şeyler olmasını bekler misiniz? Sonuca bakacağınız anın şansınızı değiştireceğine kesin gözüyle bakar mısınız? Beklediğiniz şeyin ne olduğunu bilmediğiniz için afallar mısınız? Bu toplam sürenin genelde 1-2 dakikayı geçmeyeceğini bildiğiniz halde her seferinde aynı döngüyü yaşar mısınız?

Çaya küp şekerleri attıktan sonra şekerlerin erimesini bekle(ye)meden daha hızlı eriyeceğine düşünerek küp şekerlere haldur huldur girişir misiniz?


Maç izlerken köşedeki zamana bakarak aynı sayılardan oluşan anı (11:11, 22:22 gibi) yakalamaya çalışır mısınız? İkinci yarıda 55:55 dışında başka bir “an” olamayacağından 66:66’nın tümleyenini alıp (67:06) onu kovalar mısınız? O da kesmezse uzatmaya giden maçlarda 111:11'i beklerken değişik varyasyonlar bulmaya çalışıp maçı kaçırır mısınız?

Karşınızdaki bir şey yerken, istemeden de olsa yediği şeye baktıktan sonra kendi kendinize "canımın çektiğini sanmış mıdır acaba?" deyip, bir daha elindeki şeye bakmamak için kendinizi kasar mısınız?

Her gördüğünüzde turp, kabak, lahana gibi oluşumların aslında yenmeleri için yaratılmadığını düşünüp "insanoğlu harbiden acayip, bi yolunu bulup bunları bile yenecek kıvama getirmiş" diye hayıflanır mısınız?

Haberler ya da herhangi bir televizyon programı başlarken sunucunun günün o saatine göre verdiği selamı (iyi akşamlar, günaydın, vs...) nezaket icabı karşılar mısınız?

Google grafik aramada kendi adınızı aratıp, hiç mantıklı olmadığı halde binlerce sonuca bakıp kendi resminizi görmeyi umut eder misiniz? Bu arada tanımadığınız yüzlerce adamın vesikalıklarına bakarken birinin sizi görmesi halinde “hakkımda ne düşünürler acaba?” diye de endişelenir misiniz?

T
oplu taşıma aracına ilk durakta binip son durakta inerseniz "paramın hakkını sonuna kadar aldım" hissine kapılır mısınız? Bindiği duraktan 2 durak sonra inenlere gereksiz yere sinir olur musunuz?


Banyoda ellerinizi yıkamak için dokunduğunuz musluğa ellerinizi temizledikten sonra yeniden dokunduğunuzu fark edip "ya ben buna kirli ellerle dokunmuştum" diye düşünüp, elinizi yeniden yıkar mısınız? Ve tekrar dokunacağınızı bildiğiniz musluğu avuç içinizle sulamak kaydıyla bir çözüme gider misiniz?

Sokakta gördüğünüz bir çocuğa gülümsediğinizde, çocuk şımarır ve bakışlarını sizden çekmezse, rahatsız olmaya başlar fakat aynı zamanda çocuğa ilk bakışı atıp yüz verdiğiniz için onunla ilgilenmeye devam etmek zorunluluğu hisseder misiniz? Eğer yapmazsanız çocuğu üzmüş olurum düşüncesine kapılır mısınız? İstediğinizde çocuğa gülümseyip, bıkınca da
öyle yüzüstü bırakmanın insanlığa sığmayacağını düşünür müsünüz?


Etrafınızdakiler 0-4 yaş grubu tanımadıkları çocukları mıncıklayıp yalayıp öpmekten zevk alırken, siz bir köşede oturup "n'oluyo!" diye olayı irdeleyip kendinizi ruhsuz hisseder misiniz?

Beyaz bir fonda, fonu farklı renkte bir gif veya jpeg gördüğünüzde "lan insan en azından şunun etrafına bi border atar bari" deyip "bu kadar kötü bir görüntüye bir beyin nasıl izin verebilir?" diye şaşırır mısınız?

İçtiğiniz her şişe suyunun kimyasal analizini inceler misiniz? Özellikle de Ph değerlerine bakıp bu su asidik, bu su bazik diye yorumlar yapar mısınız? Ph'ı 7'ye çok yakın suları içerken içinizi anlamsız bir huzur kaplar mı?

Havada elden kaçmış bir uçan balon gördüğünüzde gözden kaybolana kadar izler misiniz? Acaba nereye kadar uçacak diye düşünüp tahminlerde bulunur musunuz? Düştüğü yerde onu çocukların bulup sevineceğini düşünür müsünüz? Sonra aklınız başınıza gelip "yok canım, alt tarafı sokakta satılan bi balon, öyle çok uzağa gidemez, kesin biraz ilerde bir yerlere inmiştir" diye düşününce kendinize kızar mısınız?

İkisi karşı yöne ve biri sizin gittiğiniz yöne giden üç şeritli bir yolda ilerlerken, tek şeritli yolda gittiğiniz için kendinizi enayi gibi hisseder misiniz? Arada sırada orta şeride dalar mısınız? İki şeritli yola geçtiğinizde huzura erer ve "Yolların Fatihi" moduna girer misiniz?

Daha önce izlediğiniz bir filmi tekrar seyrederken "bu sefer sonu değişik bitebilir mi acaba?" hayalleri kurar mısınız? Arada sırada hatırlamadığınız bir iki sahne ya da diyaloga denk geldiğinizde "lan acaba!?" der misiniz?

Monitörü bozuk olup da siyahı yeşil gösteren bir bilgisayarda yeşil ve kırmızı rengi ayırt edemeyen bir renk körü için "Dünyanın en kolay oyunu"nun dünyanın en zor oyununa dönüşebileceğini düşünüp bütün genellemelerin yanlış olduğu gerçeğini doğrulayıp, editörlerinin bir hatasını yakaladığınızı düşünür müsünüz?

Bir şeyin takıntı olması için bir kereden fazla yapılması gerektiğini düşünüp, bir defa yaptığınız şeyleri yazarken suçluluk duyar mısınız?

Gönderenler: karakancalos & smilady & loopastic & sweep_y & shaq'irr & wirus & yonca & baximum & geldiler & Bahadır & sıc-Art & lostworld & saafinaz & mrs. undesich & Yalcomania & menza & Uweyik & bakardi & Labarak & şakşuka...
ShockHaber bir mizah sitesidir ! (anlayana)