Laklakgiller: Bunlar radyonun birincil amacı olan müzik dinlemenin fikrine bile tahammül edemezler. 2 saat boyunca nefes almadan konuşup, araya zoraki sokuşturdukları parçaların arasında da mütemadiyen konuşarak şarkıları murdar ederler. Radyoyu kapasanız bile seslerinin hala kulaklarınızda çınladığını hayretle fark edersiniz...
Gönülgiller: Hayatlarının büyük bir kısmını aşık olup, şiir okuyarak ve ağlayarak geçirirler. Ezkaza o dönemde aşık olmasalar bile ileride yaşayabilecekleri muhtemel aşkları düşünerek içli şiirler okuyup anlamlı sözler ederler. Dinleyiciler arasından kendilerine gönül dostları edinip karşılıklı geyik muhabbeti yapıp yaşarlar...
Clubbergiller: Ecnebigillere çok benzeyen bu kişiler dinledikleri müzik türüyle ayrılırlar. Sadece club, house ve trance dinleyip diğer türlere sümüklü böcek muamelesi yaparlar. Çoğu zaman bir tek cd'yle 2 saatlik programı bitirip arada sadece "yeah, dance, clubbin" gibi kelimeler söylemekle yetinirler. Bir çoğunun radyo başında bile durmayıp cd'yi takıp partilere aktığı bilinmektedir.
Makaragiller: Stand-up furyası sırasında ortaya çıkan bu türün neslinin çok kısa sürede tükeneceği umut edilmişse de halen bazı frekanslarda yaşadıkları bilinmektedir. Bütün amaçları türlü zıpırlıklar yaparak radyo izleyicisini güldürmektir. Ama genelde espri diye yaptıkları laf kalabalığının bir şeye benzemediğini kendileri de fark edip aralara ikide bir gülme efekti dayarlar. Genetik bilimde yaşanacak ilerlemeler sonucu soylarının çok yakında tamamen tükeneceği tahmin ediliyor... (Vikvikdevikvik gönderdi...)
